İstanbul'un Fethi ve Ebced

İstanbul’un fethi için gerekli hazırlıkları ve altyapıyı oluşturan Fatih Sultan Mehmet Han bir türlü surları aşarak şehre giremez. Bir taraftan Hristiyanlar; “İstanbul kutsal şehirdir, hiç kimse bu şehri alamaz” diye propaganda yapmaktadırlar.
* Fatih Sultan Mehmet, vezirleri, komutanları ve ulemayı toplar. Onlarla istişare eder. Neden şehrin alınamadığını sorgular.Bir kısım ulema; “Padişahım bu şehri ancak Mehdi alacaktır. Rivayetlerde böyle gelmiştir. Dolayısıyla bu şehrin alınması kolay değildir.Muhasarayı kaldıralım” derler.
Bunun üzerine orada bulunan Akşemsettin Bey; “Ben bu konuyu araştırayım. Toplantıya yarın devam edelim” der.
Ertesi güne kadar gerek kaynaklardan aramaya gerekse manevi olarak “Murakabeye” varır. Ertesi gün istişarede,
“Padişahım bu şehrin alınması size müyesser olacaktır. Kuşatmaya ve mücadeleye devam edelim. Sakın muhasarayı kaldırmayalım” der.
Ulemanın bir kısmı sorar?
“Siz buna nasıl kanaat getirdiniz. Deliliniz nedir? Keşif ve rüya şeraitte delil değildir. Bize kesin delil getirmen gerekir”derler.
Akşemsettin;
“Kur’ân-ı Kerimde geçen ‘Beldetün tayyibetün’ (Sebe, 34:15) doğrudan Mekke’ye işaret eder. Şeddesiz 8 harfi ile hicretin 8. senesinde fethedileceğine işaret eder. Aynen vaki olmuştur. Mekke’den sonra “Güzel belde” peygamberimizin “güzel ordu ve güzel asker” tarafından fethedileceği müjdelenen ikinci beldedir. Bu da ebced hesabı ile yine şeddesiz 857 eder. Bu sene hicrî 857 senesidir. İnşallah bu fetih bizlere nasip olacaktır” der.
“Peygamberimizin (S.A.V.) ‘Mehdi İstanbul’u fethedecektir’ hadisine ne dersiniz” dediklerinde
“Evet, hadis-i şerif doğrudur. Ancak o zaman Deccal İstanbul’a hâkim olacaktır. Mehdi tesbihler ve tekbirlerle Deccalın elinden yeniden alacaktır” cevabını verir.
Kuşatmaya devam edilir ve İstanbul fethedilir. Bu sebepten dolayıdır ki Fatih Sultan Mehmet;“Ben, İstanbul’un fethinden çok içimizde Akşemsettin gibi bir âlimin bulunmasından dolayı seviniyorum. Onun yanında benim dizlerimin bağı çözülüyor”demiştir.
Bu örnekte görüldüğü gibi Akşemsettin gelecekten haber vermemiş, ancak Kur’ân-ı Kerim’in bir i’cazını delil getirerek ve bu i’câzın ortaya çıkmasına Ebced ilmi ile olduğunu beyan ederek, İstanbul’un 857 hicri tarihinde fethedileceğine Kur’ânın işaret ettiğini ifade etmiştir.
|